İliç’teki Gibi Bir Çevre Felaket Yaşamak İstemiyoruz.”
ARTVİN-BHA
Buradan Artvin Salınbaş platformu gönüllüleri olarak bir kez daha ifade ediyoruz, İliç’teki gibi bir çevre felaket yaşamak istemiyoruz. Köylerimizde sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz.” diye seslendi.
“Bizler Erzincan İliç’teki Gibi Çevre Felaketi Yaşamak İstemiyoruz.”
Artvin’in Ardanuç ilçesi Gümüşhane köyünde yapılması planlanan Salınbaş altın madeni projesiyle yaklaşık 844 futbol sahası büyüklüğü alanında açık ocak şeklinde cevherin siyanürlü havuzlarda işlenmesi ve depolama alanlarının da olası sızıntıların meydana gelmesi halinde İliç’te yaşanan felaketin yaşanacağına dikkat Çeken Artvin Salınbaş çevre platformu gönüllülerinde Çevre Mühendisi Hakan Tekin şunları söyledi,
“Öncelikle şunu ifade etmemiz gerekiyor ki; Artvin coğrafyasında geçmişte iki kez yürütmeyi durdurma kararı olmasına rağmen devam etmekte olan cerratepe ve bir taftanda HOD madeni projesi varken diğer taraftan ve biz hepimiz biliyoruz ki ÇED dosyası iade edilmiş olmasına rağmen sondaj çalışmaları çok hızlı bir şekilde devam eden Salınbaş altın madeni projesi hayata geçirilmeye çalışılıyor. Burada Artvin’in Ardanuç ilçesinin en güzel yaylalarını kapsayan bir devasa ruhsat alanına sahiptir bu proje ve yaklaşık4 bin hektarlık.
Ardanuç’un Gümüşhane ve Artvin’in Köseler köyü başta olmak üzere birçok köyü etkilemekte bir potansiyeli bulunmaktadır. Proje alanı yaklaşık 602 hektarlık ve 844 tane futbol sahası büyüklüğünde devasa alandır.
En büyük tehlikeden biride açık ocak işletmede cevherin siyanürle ayrıştırılacak olmasıdır. Geçtiğimiz günlerde Erzincan İliç’te yaşadığımız eko kırımı düşündüğümüzde dünya literatüründe 150 metre en fazla olması gereken yığımlığın Erzincan İliç’te 260 metrelere kadar ulaştığı tespit edildi. Yani felaket göz göre göre geldi ne yazık ki Erzincan İliç’te. Bizler Erzincan İliç’teki gibi çevre felaketi yaşamak istemiyoruz. Buradan yetkilileri tekrar uyarıyoruz Salınbaş altın madeni projesinin hayata geçmesi demek hem bölge halkı için hem de eko sistem için bir ekolojik yıkım projesidir ve dolayısıyla bu projeden vazgeçilmelidir.
“ BU PROJENİN HAYATA GEÇMESİ DEMEK, BİNLERCE AĞACIN KESİLMESİ DEMEKTİR.”
Diğer bir taftan Salınbaş altın madeni projesinin 1/100.000 ölçekli çevre düzenine aykırıdır. 1/100.000 ölçekli proje alanı, orman alanı karakteri korunması gereken bir alan ve bölgeye özel ürün alanı gösterilmiştir. Dolayısıyla bu projenin hayata geçmesi demek, binlerce ağacın kesilmesiyle birlikte bölgede yaşamakta olan birçok bitki ve endemik türlerin de olduğu ve yaşam alanı olan b-ve nesli tükenmekte olan hayvanında yaşam alanının ortadan kalkması demektir.
Bir diğer taraftan proje alanının hem 800 metre aşağısında deriner barajı yer almaktadır. Yani proje alanın tamamı Çoruh nehrinin havza alanı içerisinde yer almaktadır. Bölgede birçok kuru dere yatağı bulunmaktadır. Bölgenin yağış rejimini ve eğimini çok şiddetli su erozyonuna mağruru bölge olduğunu düşündüğümüzde, bu köylerin tepesine kurulacak olan bir altın madeni işletmesinin depolama alanındaki bir sızıntının ve olası bir kaza durumunda toprağa karışacak siyanür ve metallerin yerleşim yerlerini ve hemen altında bulunan deriner barajının etkilenmemesi asla söz konusu değildir.
“ARTVİN DOĞA KENTİ OLMASINA RAĞMEN, BİR TURİZM KENTİ OLMASINA GEREKİRKEN MADEN KENTİNE DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR.”
Deriner barajı yapılmadan önce burada Çoruh nehrinin kenarında mikro klima iklim özelliği görünebilen verimli topraklarımız vardı. Zeytin yetiştirebilirdik, İncir yetiştirebilirdik yani zaten bu verimli topraklarımız HES’lerle sular altında kaldı. Bir tarafımız HES olmuş, diğer tarafımız maden olmuş ve ne yazık ki TEMA’ nın raporlarında da Artvin 525 parçaya bölünmüş ve en az yüzde yetmiş biri maden ruhsatlı durumdadır. Yani bir doğa kenti olmasına rağmen, bir turizm kenti olmasına gerekirken maden kentine dönüştürülmüştür. Dolaysıyla bu yönüyle baktığımızda da yaşam mücadelesine dönüşmüş durumdadır. Yine hakim nokta yönünden proje alanına baktığımızda humus yönünden zengin ve yüksek potasyum içeren oldukça verimli topraklardır.
Zaten yüzyıllardır bölgede tarım ve hayvancılık yapılmaktadır ve dolaysıyla yapılması gereken de tarım ve hayvancılığın daha etkin yapılabilmesi için politikalar geliştirmek ve bölgenin olduğu gibi korunmasını sağlamaktır.
Her yönüyle geri dönüşü olmayacak şekilde ekolojik yıkıma neden olacak bu projeden vaz geçilmelidir ve bugüne kadar yapılmış olan tahribata da bölge halkının görüşleri doğrultusunda onarılmalıdır. Buradan Artvin Salınbaş platformu gönüllüleri olarak bir kez daha ifade ediyoruz, İliç’teki gibi bir çevre felaket yaşamak istemiyoruz. Köylerimizde sağlıklı ve güvenli bir şekilde yaşamak istiyoruz.”
Editör: Editör Masası
0 Yorum